OYUN ÇOCUĞUNUN BESLENME ÖZELLİKLERİ
Çocuk büyüyen, gelişen ve değişmekte olan bir bireydir. Bu gelişme ve değişme döneminde çocuğun yeme alışkanlıkları ailenin, özellikle de anne ve babanın beslenme alışkanlıklarından etkilenir. Oyun dönemi çocukları evde annelerini, babalarını, bakıcılarını, diğer büyüklerini, taklit ederler. Anne, baba ve kardeşler, oyun dönemi çocukları için birer modeldir. Yemek yeme alışkanlıkları aile sofrasında edinilir. Ailecek oturulan sofralar doğru beslenme alışkanlıkları edinmesi için iyi bir model oluştururken, aynı zamanda aile bireylerinin bir araya geldiği mutlu bir ortam da olmalıdır. Çünkü çocuğun fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimi birbiriyle ilişkilidir. Doğru beslenme alışkanlığı çocuğun sadece fiziksel sağlığını değil duygusal sağlığını da etkiler.
İnsanlarda beyin gelişiminin 1/3’ü anne karnında, geriye kalanı 5 yaşına kadar tamamlanır. Beyin hücreleri yapıldıktan sonra yenilenmediği için gelişme döneminde yeterli besin sağlanmazsa meydana gelen bozukluklar ömür boyu devam eder. Sosyal, duygusal ve zihinsel gelişimin hızlı olduğu bu dönem üzerinde yeterli, dengeli ve düzenli beslenmenin etkisi büyüktür.
Oyun çocukluğu döneminde gözle görülür bir gelişim eksikliği görülmese de, yapılan bilimsel çalışmalar 1-6 yaş çocuklarında yanlış beslenme bulgularına çok sık rastlandığını göstermektedir. Çocukların beslenme alışkanlığı kazandığı ve yeni besinlerle tanıştığı bu dönem beslenme bozukluğu riski en yüksek olan dönemdir.
Oyun çocuğu beslenmesinde temel ilke; büyüme ve gelişme özelliklerine uygun çeşit, miktar ve kıvamındaki besinleri seçerek karşılamak; iyi beslenme alışkanlıkları kazandırmaktır. Bu dönemde çocukların yemek yeme alışkanlığını kazanmasında ailedeki büyüklerin özellikle de annenin tutumunun çok önemli bir yeri vardır. Çocuğun şiddetle yemek istemediği yiyecekleri vermekte ısrar etmek doğru değildir. Yemek yeme konusunda çocuk ile büyükler arasında meydana gelen anlaşmazlıklar; annelerin fazla miktarda yiyecek yedirme isteklerinden kaynaklanır. Anneler çocuklarını başka çocuklarla kıyaslarlar. Çocuklar arasında bireysel farklılıklar olduğu unutulmamalıdır. Yemek sofrası pazarlık ve savaş meydanı olmamalıdır.
Çocuğun yeterli ve dengeli beslenmesinde ekonomik olanaksızlıklar bazı kısıntıları zorunlu kılabilir. Bu durumda kısıntı besin değeri az olan yiyeceklerde yapılmalıdır. Gazoz, şeker, sakız, çikolata vb. yiyeceklerin hem besin değeri yoktur, hem de sağlığa zararlıdır. Bunlara verilecek para yumurta, süt, yoğurt gibi yiyeceklere ayrılabilir. Ayrıca hamur işleri ve yağlardan da kısıntı yapılabilir.
Çocuğun önüne daima yaşına uygun gıdalar verilmelidir. Reddedilen gıdalar azar azar verilerek alıştırılmalıdır. Ailenin sofra düzeni, yeme alışkanlığı çocuğu etkiler. Her cins gıdaya sofrada yer verilmelidir.
Bazı anneler, beslenmeyi karın doyurma olarak düşünürler ve çocuğun midesinini tek tip besinlerle doldurur. Bu belki çocuğun kilo almasında, annelerin çok sevdiği tombik çocuk olmasında yardımcı olur. Ama beyin ve kas gelişimi için yeterli ve dengeli beslenmek gereklidir. Bu yaşlardaki yetersiz ve dengesiz beslenme durumunda fiziksel gelişimin yanı sıra beyin gelişimi ve öğrenme yetenekleri de olumsuz yönde etkilenir. Daha sonraki yaşlarda yeterli ve dengeli beslenme ile çocukların fiziksel gelişimleri düzelse bile beyin ve zeka gelişimi maalesef düzeltilemez ve bu durum okul çağında kendisini öğrenme ve kavrama güçlüğü olarak gösterir.
Oyun dönemi çocukları besinleri karışık olarak tüketmeyi sevmez. Yiyecekleri algılayabilecekleri şekilde gördüklerinde ve besinleri elleriyle ile yiyebildiklerinde daha çok severler. Oyun dönem çocuğu seçici olabilir ve her besini iştahla yemez. Anneler çocuğun sevmediği yemekleri de sofraya koymalı ve kendileri de tüketmelidir, zamanla çocuk bu yemekleri severek yiyecektir. Her sofrada yoğurt olur ve aile bu yoğurdu yerse, çocuk da yoğurdu yemeye başlayacaktır.
Oyun dönemi çocukları doğru şekilde beslendikçe daha az inatçı daha az yemek seçen ve tanımadıkları ortamlarda daha rahat yemek yiyebilen çocuklar olurlar. Bu dönemde çocuklar yeni yiyecekleri denemek konusunda cesaretlendirilmeli ve desteklenmelidir. Esas amaç çocukların çeşitli sağlıklı yiyecekleri kabul etmesini sağlamak olmalıdır.
Erken çocukluk döneminde yutmak için çocuklar daha çok dilleri yerine yanaklarını kullanırlar. Çocuklarda çiğneme hareketi bir yaşında başlar, sert ve lifli besinleri çiğneme okul çağına kadar iyice gelişir. İlk başlarda çiğneme sırasında zorlanmaları olağandır. Eğer çiğnemekte zorlandığı için bütün katı besinleri karıştırıcı (blender) ile parçalayıp verirseniz ilerleyen yaşlarda çok daha fazla sorun yaşar. 3-4 yaşlarında besinleri parmaklarıyla kaşığının üzerine itmeye, çatal ile yiyecek almaya ve bardak ile içmeye başlar. 1-3 yaş grubu çocuklar yiyeceklerini kesmeye ve bütün yiyecekleri düzgün yemeye yeterli kas kontrolüne sahip değildirler. Ancak 3 yaşından itibaren çocuklar genellikle kendi kendilerine yemeklerini yiyebilirler. Ancak 5 yaşına kadar çocukların kendi başlarına yemek yiyememelerinin normal kabul edilir. Çocuk 6 yaşından sonra hala kendisi yiyemiyorsa bu normal değildir. Çocuklar 4 yaşında bıçak kullanabilirler ancak sert besinleri yardımsız kesemezler. Kesme işlemi 6 yaşından sonra başarılabilir. Çocuklar 7 yaşında yemekte yalnız bırakılabilirler.
SAĞLIKLI VE MUTLU GÜNLER.
UZ. DR. DÜNDAR YAYKIRAN
ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI
https://www.instagram.com/uz.dr.dundaryaykiran/
Facebook.com/ Uz. Dr. Dündar YAYKIRAN
YouTube.com/ Uz. Dr. Dündar YAYKIRAN
Twitter.com/Uz. Dr. Dündar YAYKIRAN